12 Ağustos 2010 Perşembe

bir tablo bazen sadece...

"bu tabloyu düzeltmezsem rahat edemem," dedi. üşenmeden kalktı, sol köşesi yer çekimiyle daha iyi anlaşmış çerçeveyi dengeledi. emin olamayıp birkaç adım geri gitti, gözlerini kısıp baktı tabloya, "tamam," dedi, "şimdi oldu." huzurla koltuğa oturdu.

çocukken simetri takıntısından çok çekmiş olacağım ki büyüdükçe asimetrileştim. şimdi düzgün duran bir nesne -mi diyeyim- huzur vermiyor. kurallara uyuyormuş, boyun eğiyormuş, özgünlüğünü yaşayamıyormuş gibi geliyor, yanındakilerle aynı hizada durmasıyla.

yatılı okulda okuduğum bir yıl boyunca... önce gözünüzde canlandırmam gerek : tabldotlarınızı alıp sıraya giriyorsunuz. mercimek oraya, pilav şuraya, hoşaf buraya. yemeğinizi yediniz, yıkanması gereken tabağınızı (tabldot, dolu olana denir gibi geldi) bulaşıkhaneye bırakırsınız. bulaşıkhanede birkaç sıra neredeyse göğe uzanan kirli tabak sıraları vardır. işte, ben hangi sırada az tabak varsa oraya bırakırdım adı artık bulaşık olmuş tabldotumu.
eğer yeterince akıl sahibi olmasaydım, robin hood gibi yüksek tabakadan alır, üç beş tabaklı dar gelirlileri büyütür, onları mesut ederdim, yeter ki dengelensinler.(akıl sahipliğiyle robinin ilgisi yok).

simetri takıntısı her ne kadar kontrol hastalığına yakıştırılsa da bence asıl oluş nedeni adalet sağlama isteği. çocuklukta uğranıldığı düşünülen haksızlıklardan. hak alma, dengeyi sağlama mücadelesi. "hayır tablo, bir köşen gökyüzünü seyredip pipo tüttürürken diğer köşen mutsuzlukla toprağa bakamaz."
simetri eşit terazi eşit adalet.

4 yorum:

Adsız dedi ki...

- ona tabldot denmezdi bizde. ne denirdi, en ufak fikrim yok. "şunu yaklaştır" deyip durdum aşçı ağzıyla, ama bulamadım. ama tabak da değildir.

- adalet=takıntı: ilginç ve hoş. hep mükemmelliyetçilik olmuş onun ismi, ama adalet de olabilir pekala. yakın geldi bana.

- bence akılla robin'in ilgisi var. yani teorik olarak olmayabilirdi ama gözlem gereği aklın robin olma olasılığını artırdığını söylemem gerek. akıl eksikliği eşittir kendine daha fazla isteme eğiliminde artış.

janus dedi ki...

- öyle denirdi diye hatırlıyorum. belki de başka bir şeydi. tabldot, yemeğin o şekilde servis edilmesi imiş. yani sabit paraya sabit menü verilmesi. kestirmeden, tabağa da aynı ismi koymuşlardır belki.

-konuda geçen akıl sahibi olmamakla robin'in ilgisi yok demeye çalışmıştım. yoksa dediğin gibi, akılla, robin olma eğilimi arasında doğru orantı var.

Adsız dedi ki...

tepsi. uyumak üzereyken aklıma geldi. yaklaştır tepsiyi derdi üstü başı pis aşçı abi, neredeyse hemen her seferinde.

janus dedi ki...

takıntı, ama simetri değil :)

yok, sonra da yemekhanelerde yemek yedim ama tepsi dendiğini duymadım. o size özgü bir şeydir belki.

ama sen hatırlamışsın, ne güzel. ben hala düşünüyorum.

Yorum Gönder