26 Eylül 2010 Pazar

pireler ve develer

GEÇMİŞ ZAMAN
bilgisayarla birlikte hastalandık. hem de tam, yakınlaşmaktan korkup büyük zeka kapsülünde saklanan doktora vicodini bıraktırmaya çalışırken. bilgisayarın ekranı karardı, güçlükle soluyarak, "beni bırak, sen devam et," dedi. arkama bakmadan gittim, dvd player sağlıklıydı, ben hapşırıyordum, house yemek pişiriyordu.

GEÇMİŞLE ŞİMDİKİ ZAMAN ARASINDA KÖPRÜ ZAMAN
sezon bitti. house'un değil, buranın. lokantalardaki, barlardaki ve sokaklardaki "hep böyle yaşasak," "hayat bu işte," "buraya yerleşmek lazım," umut mutluluk ve düşünceleri,  hayallerle evden kaçıp geri dönmek zorunda kalınca babasının tokadını yiyen çocuklar gibi. iş güç büyük şehir trafik çirkin binalar sorumluluk. olsun umut bitmez, yine evden kaçarız. kaçarlar.

ŞİMDİKİ ZAMAN
meraba.