26 Eylül 2010 Pazar

pireler ve develer

GEÇMİŞ ZAMAN
bilgisayarla birlikte hastalandık. hem de tam, yakınlaşmaktan korkup büyük zeka kapsülünde saklanan doktora vicodini bıraktırmaya çalışırken. bilgisayarın ekranı karardı, güçlükle soluyarak, "beni bırak, sen devam et," dedi. arkama bakmadan gittim, dvd player sağlıklıydı, ben hapşırıyordum, house yemek pişiriyordu.

GEÇMİŞLE ŞİMDİKİ ZAMAN ARASINDA KÖPRÜ ZAMAN
sezon bitti. house'un değil, buranın. lokantalardaki, barlardaki ve sokaklardaki "hep böyle yaşasak," "hayat bu işte," "buraya yerleşmek lazım," umut mutluluk ve düşünceleri,  hayallerle evden kaçıp geri dönmek zorunda kalınca babasının tokadını yiyen çocuklar gibi. iş güç büyük şehir trafik çirkin binalar sorumluluk. olsun umut bitmez, yine evden kaçarız. kaçarlar.

ŞİMDİKİ ZAMAN
meraba.

5 yorum:

şenay izne ayrıldı dedi ki...

uzun zaman olmuş.

janus dedi ki...

merak ettim sizi.

Adsız dedi ki...

hay Allah, ben de tam ben bir Ayvalık'a uğramayı düşünüyorum demek üzereydim. en azından çook büyük bir şehirde değil, sakin bizim şehirdesindir umarım.

sahil yörelerinde sezon bitince oluşan hava sadece bir hüzün değil, bir boşluk oluyor.

house'un yemek yaptığını hiç görmedim.

janus dedi ki...

"evden kaçarız," onlar için. yoksa ben çoktan kaçtım, buradayım.

boşluk evet, hüzün değil. esnaf olmasam bu duruma hoşluk diyeceğim. en güzel zamanları. sanki üç aydır evde misafir varmış da onlar gitmişler. hem bir eksiklik, sessizlik, hem de

sezon altı, bölüm iki.

Adsız dedi ki...

doğru ya, şaşırmıştım ben de. house'a değil, sana.

Yorum Gönder