19 Eylül 2009 Cumartesi

gelişi güzel

şu anda saat 23:48. aralık kapısından içeri ışık sızan karanlık bir odadayım. oda dağınık. kullanılmayan eşyalarla dolu.  sağımda fermuarı çekilmemiş bir bavul, köşede içine rastgele kağıtlar konmuş ahşap bir gazetelik, onun yanında yere serilmiş bir naylonun üstünde boyalar, bir dikiş makinesi, elektrik süpürgesi, üst üste konmuş hoparlörler, ...

şarap içiyorum. tadı vişne şurubuna benziyor, rengi siyaha yakın.

müzik yok. ara sıra televizyondaki sesler giriyor odaya.

şu anda mutlu bir yorgunluk... tüm gün hızlı ve telaşlı bir şekilde çalıştım. aklımla hareketlerim aynı tempoyu sürdürüyor. uyumadan önce yavaşlamam gerek.

ancak şimdi, hatta bugün, hatta bir saat önce, şu anda yaptığım işi ömür boyu sürdürmek istediğimi anladım. bazen akla bile gelmeyecek işlerde çalışmış, kiminden çok kazanmış kiminden üç-beş gün sonra para almadan çıkmış biri için önemli bir sezgi-karar.

şu anda tamamen umutlu, iyimser. aynı zamanda bu ikisinin ne kadar kolay söneceğini bilen... korkan...

dördüncü sigara.

aralık eni kısaldı. daha fazla karanlık.

şu an deftere gelişigüzel karalamalar. gelişi güzel ne yapıcı ne teşvik edici bir söz. yakın anlamlısı rastgele gibi şansa bırakmıyor işi.

en son sol işaret parmağıma çizdiğim, ağzı konuşmak üzere açılmış komik bir yüz. birbirimize bakıyoruz.

0 yorum:

Yorum Gönder