7 Nisan 2010 Çarşamba

illegal örtmen


dört ev aşağıda oturuyorlar. annesi hoşgeldin kahvesine geldiğinde açtı konuyu : "bizim kızın durumu biraz bozuk, derslerine yardım eder misin vaktin olduğunda?"  bunu daha lisedeyken de yapmışlığım var. halbuki öğretmen olan annem babam. meslek genlerle geçmez ki...
"tamam," dedim. birkaç gün sonra çağırdım, geldiler. önce hafif utangaçlık... daha önceden çok el sallaşmıştık, çabuk geçti. "okuma problemi var," demişti annesi, dicle için. büyüğün adı hazal. hazal, yanımızda kendi derslerini yapacak. o okul üçüncüsü. bire giden ve heceleyerek okuyan dicle.
önce matematikten başladık. getirdiği kağıtta doldurulacak bir sürü boşluk vardı. basamakları öğreniyorlar. birler onlar, daha yüzleri bilmemişler.
sonra problemlere geçtik. mesela bir müdür, tanesi 5 liraya 3 futbol topu alacaktı. ne kadar verseydi? o zaman dicle müdür olmanın ağırlığını hissetti, benden tanesi 5 liradan 3 limon topu almak ve bunun hesabını yapmak zorunda kaldı. sanırım bundan sonra 'b' ile 'd' yi, 'V' ile 'Y' yi de karıştırmayacak okurken.
hazal, kardeşine kopya vermekten kendi dersine bakamadı.
fakat öğretmenler ne çok ödev veriyor bu çocuklara. kızancakislerin oyuna zamanı kalmıyor.

bol not: şu ikinci fotoğrafı alta koymak istedim aslında ama yapamadım olmadı olamadı.
bol not 2 : fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere küçümen kardeş, yani 'tembel' olan epeyi fırlama ve akıllı. derslere ilgi duymuyor sadece. o da kusur sayılmaz.

2 yorum:

lanartri dedi ki...

benim böyle öğretmenim olsa hep okul birincisi olurdum sanırım. bilemiyorum, belki de sonuncusu... :)

janus dedi ki...

sabah iltifatı, süper! gün iyi geçecek demek ki :)

Yorum Gönder