4 Nisan 2008 Cuma

fas (1)

fas4-004.jpg

ne zamandır yazmak istiyordum bu yazıyı. uzun olacağını öngördüğümden, beceremeyeceğimden korktuğumdan bir türlü geçemedim masa başına. sonunda tuttum kendimi kulağımdan, koydum defteri önüme, aldım elime kalemi, öhöm, başlıyorum.

tatil için prag mı mısır mı diye düşünürken... yok, prag çok soğuk. e mısır o zaman... bakalım bi, araştıralım... araştırırken mısır’ın yanısıra tunus ve fas da sundu kendini alternatif olarak, hadi onlara da göz atalım, derken, birçok açıdan aklımıza yatan, gidilesi gelen ülke fas oldu.

fas4-018.jpg

diğer iki, hatta çoğu afrika ülkesine göre daha güvenli, turiste daha hoşgörülü, çok da önemli değildi ama, daha temizmiş fas.

avrupa etkisinin en yoğun olduğu afrika ülkesi... (tabi afrika’ya gidip yoğun avrupa etkisi aramak, eşyayı tabiatının dışında görmek istemek ama ...)

hele bir de marakeş’le ilgili yazılanları okuyunca, tamam, dedik.

peki, nasıl gidilecek? tur var mıdır, varsa tarihler denk düşecek mi, kaç paradır, vs. çok geçmeden karar verdik. boşver turu, alalım biletlerimizi, atlayalım gidelim. piyangodan afrika macerası çıktı böylece.

günü geldi; kazakistan’dan istanbul’a, bir gece orada kal, ertesi gün, hop, kazablanka...

fas4-005.jpg

istanbul’da kalmasaydık, bir gün içinde üç kıtada birden bulunmuş olacaktık. iki gün içinde üç kıta da fena sayılmaz, deyip avuttuk kendimizi.

onlarca kez uçağa binmişliğim yok. o zamana dek iki kez binmiştim, bu üçüncü. ama sanki çok başka bir havası var bu uçağın. servisler özenli, insanlar güleryüzlü; insanlar farklı... bir de hostes sayısı az uçakta. servisi hostlar yapıyor.

beş saatlik yolculuktan sonra kazablanka’ya indik. günler öncesinden başlayan heyecan, doruk noktasında.

fas, türkiye’den iki saat geride. yolculuk beş saat sürse de 15’te bindiğimiz uçaktan 18’de indik. havaalanı çok modern. bir saate yakın, artık sinyal vermeye başlamış sigara ve kahve ihtiyacımızı gidermek üzere, havaalanındaki bir kafede oturduk. buranın garsonları çok mu kibar, yoksa erken karar vermemek mi gerek?

saati 19 ettik. hava karardı. şehre nasıl gidilecek, nerede kalınacak, henüz bir fikrimiz yok. internetten edindiğimiz birkaç otel bilgisi var ama, çok da güvenemiyoruz onlara.

fas4-002.jpg

önce metroyu deneyelim, dedik. indik metro durağına, in cin top oynuyor. tekrar yukarı... kapıdan çıktık, dışarıdayız artık...

2 yorum:

doli incapax dedi ki...

ee, tam da yerinde kesmişsin!

('bu rapor sabaha masamda olacak' diyen komiser edasıyla)uyuyup uyansak da devamını okusak hani :)

janus dedi ki...

bu aralar çok mu dizi izledim nedir?

heroes ne zaman başlayacak bu arada, en heyecanlı yerinde kaldıydı :)

Yorum Gönder