2 Kasım 2009 Pazartesi

telefon edebilir miyim?

a-bout-de-souffle

izlemeyi yıllardır istiyordum.
sinema tarihindeki yeri büyük, siyah beyaz, jean-paul belmondo, jean seberg... türkçe adı çok güzel her şeyden önce : 'serseri aşıklar'.

ışığı söndürdüm, bir fincan kahveyle birlikte başladım izlemeye.
paris sokakları, eski fotoğraf makineleri, arabalar, jean seberg'in gamzesi, duvardaki posterler, bogart belmondo, 'police inspector', otel odası, aşk korkusu...
filme dair yıllar sonra da hatırlayacağım görüntü, belmondo'nun sigara içişi. bir de casablanca afişindeki bogart'la sessiz konuşması.

dün "sinemaya gideyim," dedim. 'this is it' için uygun gün pazar değildi. desem'in programına baktım: chuck palahniuk-tıkanma. 16:45. tamam. "hadi bir de tiyatroların programına göz atayım." karşıyaka'da woody allen'in yazdığı 'bir daha çal sam' oynuyor.
film beş kasım'a kadar devam ediyor, oyununsa son günü.
fikrimi değiştirdim, alelacele hazırlandım, çünkü oyun ikide başlıyordu, beş kala tiyatronun kapısındaydım.
içeri girdim. perdede casablanca'nın son sahnesi. oyun başladı; biraz sonra şapkası ve sigarasıyla humphrey bogart. aşk ilişkilerinde sürekli başarısız olan kahramanımıza yol göstermek amacıyla orada.

oyunu çok sevdiğimi söyleyemem. bir kere, sakar ve işleri berbat eden adam rolünde gözleri woody allen'i arıyor insanın. nedense başkasına yakışmıyor, ondaki gibi sevimli durmuyor yarattığı tip.
yine de güldüm epey. en önemlisi iki gün üst üste aldığım davetten sonra casablanca'yı yeniden izlemeye karar verdim.  bir nedeni vardır belki bu çağrının.

2 yorum:

l dedi ki...

kim bilir, belki casablanca'nın filmi değil de, kendisi çağırıyordur yeniden? :)

"- bir daha gel, janus. eski günlerin anısına…"

janus dedi ki...

unutulmaz casablanca... :)

çağrı afrika'dan geliyor; orası kesin ama ses çok yakından değil sanki. daha çok orta, yok yok, güney afrika gibi.
buldum. mandela'nın memleketinden :)

Yorum Gönder