30 Kasım 2009 Pazartesi

‘korkuyu beklerken’

degmesin

dört gündür elimde bazen fırça bazen kalem, salondaki dikdörtgen, yüzeyi soyulmuş, nice muhabbetlere tanıklık etmiş, eski birahane masasında bir şeyler çiziyorum. hem çok keyifli hem çok sancılı.
aklımdaki tarzı yakalamam ve tasarladıklarımı o tarzda anlatmam gerek. işte bazen yetenek, hayalgücünden birkaç sokak geride oturuyor.

bu konuyla, şimdilik, umutsuz boğuşmanın dışında çok şey olmasa da, 'kitab-ül hiyel' bitmek üzere. kardeşimle mükellef bir kahvaltı, arkadaşlarla bol muhabbetli güzel bir bira gecesi...

bunların dışında yaptıklarımın sesi cılız. konuşmak istemezler.
iyi ki hayat şimdi olduğum kadar sıkıcı değil.

0 yorum:

Yorum Gönder