10 Mayıs 2008 Cumartesi

huzur, deniz, ayvalık

kafamın içi, scrabble'ın kelime torbasındaki harfler gibi ilgisizce yanyana gelmiş düşüncelerle dolu.

ya anlamlı bir bütüne dönüşecekleri çekeceğim içinden, ya da işe yaramaz bir dizin olarak kalacak seçtiklerim.

sondan başlayayım: çok özlediğim denizin iki adım ötesindeyim. dalga sesleri istemsiz bir meditasyon etkisi yaratıyor.

konumum mavi ve yeşilin arası. durumum, "ulan insan hayattan başka ne ister."

yanıt almayı düşünmeden, ünlem olarak sorduğum soruyu cevaplarken buluyorum kendimi.

düşüncelerim bavulunu toplamış, düşünce üretme merkezim yan gelip yatmış, kestirmeye çalışıyor. ne kadar dürtsem nafile.

burası, iki kişi yanyana otursa, birbirlerine, "seninle sessizliği paylaşmak ne güzel," diyeceği bir yer. ki yaşamıştık bunu.

ayvalik-171.jpg

reklamdan sayalım: ayvalık merkezle çamlık dönemecinin ortasında, çamlık motelinin karşısında. garson yok, hesap yok. deniz kenarına masaları koymuşlar, ne içmek istiyorsan karşıdaki büfeden alıp, gelip oturuyorsun.

sondan başladım fakat, yaşanan an öyle çekici ki zamanda yolculuğa izin vermiyor.

kırkbeş dakika yalnızca denizi izleyerek oturdum orada. kalktım, elli metre ileri yürüdüm.

ayvalik-231.jpg

sırtım gelincik tarlası bu kez, önüm deniz.

yarın, gelincikten yaptığım süpermenle devam edeyim.

2 yorum:

lil dedi ki...

entelijansınızdan yenmiyorsunuz gene :)

janus dedi ki...

hmmmmmm entelijans... (baş kaşıma, cinsiyet elverse top sakala dokunma) hmmm evet... :))

Yorum Gönder